Kalp pilleri nedir? Ne zaman kullanılır?

Kalp pilleri (pacemaker), kalbe verdikleri elektrik uyarıları ile ritim oluşturan ve düzenleyen elektronik cihazlardır. İlk çıkış amacı kalbin yavaş atması sonucu gelişen rahatsızlıkları tedavi amacını taşırken son yıllarda ritim bozukluklarında (antitaşikardik piller, otomatik şok cihazları olan kardiyak-defibrilatörler [ICD] ve kalp yetmezliğinde (biventriküler piller- kalp senkronizasyon tedavisi) de kullanılmaya başlanmıştır.

Geçici kalp pili

Geçici kalp pilleri acil durumlarda veya anormal kalp ritmi altında yatan nedenin düzeleceği bekleniyorsa (örn. ilaca bağlı kalbin yavaş çalışması) kullanılır. Ayrıca kalıcı kalp pili yerleştirilinceye kadar yeterli kalp hızını sağlamak için de kullanılır. Geçici kalp pili uygulaması kalp krizi hastalarında, taşikardisi olan hastalarda, açık kalp cerrahisi sonrası ve diğer durumlarda da gerekebilir. Geçici kalp pillerinde jeneratör oldukça büyüktür ve vücut dışındadır. Kalp ile bağlantısını elektrod sağlar. Geçici olduğu için uzun süre bırakılmaz. Olayın kalıcı olduğu düşünülüyorsa çıkarılarak kalıcı kalp pili takılır.

Kalıcı kalp pili

Pil takılmasını gerektiren olayın kalıcı olduğu düşünülen durumlarda kullanılır. Jeneratör, göğüs veya karına derinin altında bir cep oluşturularak yerleştirilir. Ancak çoğunlukla göğüs duvarının sol tarafına konur.

Kalıcı Kalp Pillerinin Yapısı:

Genel olarak, bir kalp pili 2 bölümden oluşur:

Elektrik uyarılarının oluşturulduğu ve pilin beyni olan kısım: Jeneratör

Elektrik uyarılarını kalpte uyarının gideceği yere kadar ileten tel (veya kablo) kısım: Elektrod

Jeneratör yaklaşık olarak 5-6 cm genişliğinde ve 90-100 gr ağırlığında küçük bir kutudur. Hatta Bazı jeneratörler daha küçük olabilir (2.5 cm çapında ve 40-50 gr ağırlığında). Elektrik üreten bu kısım batarya ile çalışır ve çoğu 5-10 yıl giden lityum bataryalar kullanır. Batarya bittiğinde, bütün jeneratör yenisiyle değiştirilir. Jeneratör yavaşlayan kalp atışlarını düzelten elektriksel uyarılarının oluşturulmasından sorumludur.

Kalbin normal çalışması da minik elektrik akımları ile olduğundan, jeneratörün ürettiği elektrik akımı elektrod ile kalbe (çoğunlukla sağ ventriküle) taşınır ve kalbin uyarılmasını dolayısı ile kasılmasını sağlarlar. Jeneratöre iliştirilmiş bir veya daha fazla elektrod, genellikle platinden yapılmış olup, silikon veya poliüretan kaplama ile izole edilmiştir. Teller, jeneratörden çıkan elektriksel uyarıları taşırlar. Böylelikle, elektriksel uyarılar, jeneratörle oluşturulur ve elektrodlarla kalp ile teması sağlanır.

1960'larda kalp pillerinin ilk kullanılmaya başlanmasından sonra uzun bir zaman kalp pillerinin tek formu tek odacıklı kalp pili idi (tek kablolu veya basit kalp pili olarak da adlandırılır). Tek odacıklı kalp pilinde elektrod, sağ atriyum veya sağ ventrikülden herhangi birine bağlanabilir ve kalbin yalnızca bir odacığını uyarır. Tek odacıklı kalp pillerinin daha kompleks modellerden yaklaşık 6 ay daha uzun sürdüğü tespit edilmiştir. Ayrıca daha ucuzdurlar ve yerleştirilmeleri ve takipleri daha kolaydır.

1990'ların başlarında ise iki odacıklı (iki elektrodlu) kalp pillerinin kullanımları daha yaygın hale gelmiştir. İki odacıklı model, Her iki odacığı uyaracak şekilde, sağ atriyuma ve sağ ventrikülün her ikisine de ayrı ayrı elektrod gönderir. İki odacıklı model, doktorlar tarafından da sıklıkla tercih edilen, kalbin doğal çalışmasına daha çok benzeyen, atriyum ve ventriküllerin senkronize kasılmasını sağlayacak şekilde çalışır.Bu nedenle, çoğu uzman iki odacıklı kalp pillerini çoğu hastasına (kronik atriyal fibrilasyonlu olanlar hariç) tercih etmektedir.

Biventriküler kalp pili: Bu yeni tip kalp pilleri özel olarak konjestif kalp yetmezliğini tedavi etmek için tasarlanmış ve 2001 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesinden (FDA) onay almıştır. Bu tedavi, kardiyak resenkronizasyon tedavisi olarak da adlandırılır. Kalbin pompalama etkinliğini iyileştirdiği, kalp yetmezliği ile ilgili şikayet ve belirtileri azalttığı gösterilmiştir. Bu piller de diğer kalp pilleri ile aynı tarzda göğüs duvarına yerleştirilir. Ancak her kalp yetmezliğinde bu piller önerilmez, hastanın yarar görmesi için bazı şartlar gereklidir (kalbin senkron kasılmasının bozulduğu kalp yetmezliği hastalarında endikedir). Bu kalp pilleri ayrıca (ani kalp ölümü riski yüksek olan hastalar için) bir defibrilatörle kombine edilebilir (ICD).


Kalp pili nasıl takılır?

Pil yerleştirilmesi için, hastadan veya yakınlarından bilgilendirilmiş onam alınır.

Geçici kalp pili yerleştirilmesi:

Geçici kalp pili uygulamaları, genellikle hastalar ilişkili kalp rahatsızlıkları nedeniyle hastanede yatıyorlarken gerçekleştirilir (örn. kalp krizini takiben). İşlem hastanın odasında veya kateter laboratuarında gerçekleştirilir. Sakinleştirici (gerekiyorsa) ve bölgesel uyuşturucu uygulandıktan sonra boyun veya kasık bölgesine küçük bir kılıf yerleştirilir. Jeneratörden gelen elektrod bu kılıfın içinden geçirilerek kalbe ulaştırılır. Gerekirse elektrodun kalpte uygun yere yerleştirilmesi x ışınları (skopi) ile sağlanır. Dışarıdaki kalp pili uygun görülen bir yere sabitlenir. Hastalar bu birime dokunmamalı ve geçici pil kullanımda olduğu sürece aktivitelerini sınırlamalıdırlar. Nadir ama gerekli durumlarda geçici kalp pili, hastanın göğüs duvarından geçen bir iğneyle veya daha nadir olarak yemek borusundan kalbe bağlanır.

Kalıcı kalp pili yerleştirme işlemi:

Kalıcı kalp pili uygulaması daha invazif bir işlemdir ve küçük cerrahi işlem olarak kabul edilir. Kalıcı kalp pili uygulaması, kardiyak kateterizasyon laboratuarında, elektrofizyoloji laboratuarında, hastane ameliyat odasında, ya da ayaktan hasta cerrahisi bölümünde gerçekleştirilebilir.

Hastanın kalp hızı ve kan basıncının monitorize edildiği bu işlemde hastaya bölgesel uyuşturucu (lokal anestezik) verilir. Uygulama alanı temizlenir ve tıraşlanır. Kalp pilinin uygulanmak istediği yere göre farklı iki yöntemden birisi (endokardiyal / epikardiyal) kullanılır. Eğer kalp pili göğüs duvarına yerleştirilecekse (endokardiyal yerleştirme), küçük bir cerrahi cep oluşturmak için köprücük kemiğinin hemen aşağısına küçük bir kesi yapılır. Jeneratörden gelen kablolar üst göğüs kısmındaki bir toplardamardan geçirilerek görsel olarak X-ışını rehberliğinde sağ atriyuma veya sağ ventriküle yerleştirilir. Elektrodun uç kısmı özel vida şekilli ucuyla kalbin iç yüzüne tutturulur.Eğer birden fazla elektrod varsa işlem tekrarlanır. Jeneratör, köprücük kemiğinin aşağısında açılan cebe yerleştirilir. Yerleştirme işlemi sonrası deri dikişlerle kapatılır. Böylelikle pile ait hiçbir şey dışarıdan görülmez. Tüm işlem yaklaşık 1 saat sürer. Sonraları köprücük kemiği altında deri altına yerleştirilmiş bir kalp pilini deri altında bir kabarıklık olarak fark edilebilir ancak deri altı yağ tabakası fazla olan hastalarda bu kabarıklık da olmayabilir ve dışarıdan pil takıldığı hiç anlaşılamayabilir.

Seyrek olarak uygulanan ve epikardiyal yerleştirme (kalbin dış kısmı) olarak bilinen bir işlemde ise elektrod kalbin dış yüzeyine yerleştirilir. Bu yöntem kullanıldığında, cerrah göğüs duvarını açar, elektrod kalbin yüzeyine yerleştirilir ve jeneratör üst karında derinin altına yerleştirilir. Bu alternatif sadece kalbin iç yüzeyine ulaşmak için kabloların toplardamarlardan geçmesine uygun olmadığı durumlarda kullanılır (örn. bazı doğumsal kalp hastalıklarında veya hasta çocuksa).

Kalp Pili Yerleştirilme İşlemi Sonrası Takip:

Yerleştirmeden kısa bir süre sonra, cihazın düzgün yerleştirildiğini kontrol etmek için göğüs röntgeni alınır. Göğüs üzerine konan programlama cihazı ile kalp pili programlanması yapılabilir. Bu işlem sırasında hasta hiçbir şey hissetmez. Hastanın yaşına ve genel sağlık durumuna göre, kalıcı kalp pili uygulaması sonrası kısa süreli hastanede yatış tavsiye edilir. İşlemden hemen sonraki dönemde hastanın uygun aktivite düzeyine yönelik öneriler doktoru tarafından anlatılır. Elektrodun yerinden oynamaması için hastalar temaslı sporlardan, ağır kaldırmaktan, kalp pilinin bulunduğu taraftaki kolun şiddetli hareketlerinden sakınmalıdırlar.

Dikiş yeri kapandıktan sonra dikiş yerinde belli bir süre sertlik olabilir. Ancak yara iyileştikçe sertlik kaybolur. Ancak, enfeksiyona ait her hangi bir işaret ( akıntı, cerrahi yaranın iltihabı) varsa hemen işlemi yapan doktora bildirilmelidir. Dikiş yeri tam olarak iyileşinceye kadar (7-10 gün) hasta dikiş yerine dikkat ederek ve bu bölgeyi kurulayarak yıkanabilir, duş alabilirler. Uygulamadan yaklaşık olarak bir veya iki hafta sonrasında hasta kontrole çağırılır. Kontrolde gerekli ise dikişler alınır, dikiş yeri enfeksiyon bulguları yönünden incelenir.

Kalıcı kalp pili olan hastalar, acil durumlarda yanında olması için sürekli bir kalp pili kimlik kartı taşımalıdır. Bu kart, pil takıldığı gün hazırlanır ve hastaya verilir. Sonraki pil kontrolleri yaklaşık iki ay sonra ve takiben her 6 veya 12 ayda bir yapılır. Bu kontrollerde pilin çalışması jeneratörün geri kalan ömrü gibi çeşitli özellikler incelenir.

Kalp pili yerleştirilmesinin potansiyel riskleri

Ciddi komplikasyonlar nadir olarak görülür, vakaların %1-2 sinde meydana gelir. Bazıları şunlardır:

Ciddi morluk veya kanama

Pıhtı oluşumu

Kan damarının yırtılması

Akciğer veya kas dokusuna iğne travması

İnme

Kalp krizi

Göğüs duvarı ve akciğer arasındaki boşluğa hava kaçması

Kalpten bir elektrodun çıkması

Enfeksiyon

Kalp pili çalışma bozukluğu

Hastalar şu belirti ve şikayetleri doktorlarına hemen haber vermelidirler:

Dikiş yerinde kızarıklık, ısı artışı, hassasiyet veya şişme, ateşle birlikte veya tek başına

Yara yerinden akıntı, tek başına veya ateşle birlikte

Kollarda bacaklarda, el ve ayak bileklerinde şişme (ödem)

Artan nefes darlığı, uzamış hıçkırık veya zor nefes alma

Uzamış zayıflık veya yorgunluk

Bayılma, baş dönmesi, göz kararması

Hızlı kalp atımı (çarpıntı)

Kas seğirmeleri

Göğüs ağrısı

İşlemden önce var olan herhangi bir şikayetin tekrarlaması

Kalp pili olan hastalar nelere dikkat etmeliler?

Yerleştirme işlemini takiben, takılan kalp piline ait temel bilgileri ve acil durum talimatlarını içeren bir kart hastaya verilecektir. Bu kart her zaman hastanın yanında muhafaza edilmelidir. İlave olarak, hastalar pillerinin marka ve modellerini ezberlemelidirler. Mekanik problemler nadir olmasına rağmen, bu bilgi üretici tarafından kalp pilinin toplatılması durumunda hastanın işine yarayacaktır.

Kalp pili fonksiyonunu etkileyen cihazlar:

Kalp pili ile etkileşebileceğine dair bir çok elektriksel cihaz için söylentiler vardır. Ev güvenlik sistemleri, mikrodalgalar, telsiz telefonlar, elektrikli battaniyeler, elektrikli tıraş makinaları, ısıtıcı pedler, televizyonlar ve uzaktan kumandalar, bilgisayarlar ve saç kurutma makinaları gibi ev eşyaları ve tamirinde kullanılan çok yaygın ev içi uygulamalar kalp pilinin işleyişine önemli bir risk teşkil etmezler. Bu cihazların bazıları nadiren tek atımlarla etkileşime yol açarken, pil ritimlerini engelledikleri veya değiştirdikleri gösterilmemiştir. Hastalar bu ve diğer cihazlarla ilgili sorularını doktorlarına danışmalıdırlar. Ayrıca diş müdahalelerinde veya tıbbi girişim yapılmadan önce hastalar işlem hakkında doktorlarını bilgilendirmelidirler.

Kalp pili takılan hastalar şu durumlara özellikle dikkat edilmelidir:

1-Elektromanyetik dedektörler:

Kalp pillerinin Elektromanyetik detektörlerinden uzak tutulması gereklidir. Havaalanlarında, adliye binalarında ve diğer bazı yüksek güvenlikli yerlerde hastalar tanıtım kartlarını göstermeli ve elle aranmalarını istemelidirler. Hastalar, kalp pilinin fonksiyonlarıyla geçici olarak etkileşebileceklerinden dedektörlerinden geçmemeli ve elle kullanılan tarayıcıların göğüs bölgesine tutulmasına izin vermemelidirler. Dedektör başlığı ile pacemaker arasında en az 30 cm olmalıdır.

Elektromanyetik dedektörler alışveriş mağazalarının girişlerinde ve görülmeyecek bir şekilde kullanılıyor olabilirler. Bu cihazlardan kaynaklanan problemler nadir rapor edilmesine rağmen, kalp pili olan hastaların alışveriş güvenlik kapısında oyalanmamaları önerilir.

2- Röntgen (X) ışınları:

Röntgen (X) ışınları pacemaker fonksiyonlarını etkilemez. Bu nedenle hastaların röntgen veya bilgisayarlı tomografi çektirmelerinde sakınca yoktur.

3-Cep telefonları:

Kulağa yakın tutulduklarında nadiren kalp piliyle etkileşmektedir. Yakın zamandaki bir çalışmada, kalp pili üzerine cep telefonu konulan hastaların %13 ünde etkileşim görülmüştür. Etkileşim, telefon ve kalıcı pilin modeline göre değişir. Etkileşim riski çift odacıklı kalp pillerinde ve digital cep telefonlarında daha fazladır. Etkileşimden sakınmak için, hastalar hemen daima cep telefonlarını (kapalı dahi olsa) pil jeneratörlerinden en az 15 cm uzakta tutmalıdırlar. Cep telefonlarının kalp pilinin bulunduğu yerin karşı tarafındaki kulağa tutularak kullanılması tavsiye edilir.

4-Magnetik rezonans görüntüleme testi (MRG / MRI):

Bu tanısal amaçlı tetkik sırasında üretilen radyo ve magnetik dalgalar kalp pili fonksiyonlarını önemli derecede etkilemektedir. Bazı çalışmalarda MRI’nın kalp pilleri üzerinde çok az etkisi olduğu bulunmuş ise de çoğunlukla hastalara bu testlerden ve bu testleri yapan cihazlardan sakınmalıdırlar.

5-Güçlü elektriksel alanlar

Hastalar güçlü elektriksel alan oluşturan aletlerden ve böyle mıntıkalardan kaçınmalıdır. Bunlar yüksek gerilim hatları, eğlence parkı hatları ve dağılımları, güç kaynakları, büyük mıknatıslar kullanan hurdalıklar veya zayıf korunmuş araba motorlarını içerir. Hastalar hiçbir zaman çalışır durumdaki bir araba motoruyla uğraşmamalıdır. Telsiz bilgisayar ekipmanları (wireless modem, bluetooth), telsiz mikrofon, telsiz telefon, radyo kontrol vericilerinin antenleri (uzaktan kumandalı araba, uçak vb.) pacemaker'dan en az 15 cm uzakta tutulmalıdır.

6- Manyetik alanlar:

Mıknatıs pacemaker fonksiyonlarını geçici olarak bozabilir. Mıknatıs bulunan kaynak ile (örn. büyük hoparlörler) pacemaker arasında en az 15 cm mesafe bırakılmalıdır. Hidroelektrik santrallerinde dolaşılmamalıdır.

7- Hastaların kullanmaması gereken aletler:

Pacemaker takılmış hastaların elektrikli testere ve kaynak makinası kullanmaması gerekir.

Kalp pillerinin ömürleri ve tekrar değiştirilmeleri

Kalp pilinin bataryası jeneratör içinde saklı olduğundan batarya eğer tükenmeye yakınsa tüm jeneratörün değiştirilmesi gerekmektedir. En modern kalp pilleri bile, kalbin pile olan ihtiyacına göre her 5-10 yılda bir değiştirilmeyi gerektiren lityum bataryaları kullanır.

Kalp pilleri beklenmedik şekilde bitmez ve birdenbire çalışması durmaz. Pil ömrünün sonlarına doğru pil bitme işareti gönderir (end of life -EOL). Eğer bir batarya azalmış olarak çalışıyorsa rutin kontrollerde yapılan testlerle bu işaret algılanır ve jeneratör yenisiyle değiştirilir. Batarya azalmaya başladıktan sonra 6 ay sonrasına kadar kalp pilleri normal fonksiyon görmeye devam ederler. Bu nedenle doktor kontrollerine zamanında giderek kalp pili programlayıcısı ile pil ayarlarını ve durumunu kontrol ettirmek son derece önemlidir.

Pil programlayıcısı.

Değişik piller için farklı cihazlar olmakla birlikte bu cihazlarda bir bilgisayar kısmı ile bir de pilin üzerine konan ve pil ile programlayıcı cihaz arasındaki haberleşmeyi sağlayan kısım (resimde sağ taraftaki kablolu cihaz) vardır. Programlayıcılar, hem pili sorgulayarak pilin mevcut ayarlarını, bataryasının durumunu değerlendirir, hem de pilin parametrelerinde değişiklik yapılmak isteniyorsa bunu pile iletirler.

Kalıcı kalp pili yerleştirilmesini gerektiren durumları nelerdir ?

Sinüs düğümü hastalığı:

Hasta sinüs sendromu olarak da adlandırılır. Bu durum, kalbin normal uyarı oluşturan hücreleri (sinoatrial düğüm veya sinüs düğümü) görevini yeteri kadar iyi yapamadığı zaman ortaya çıkar. Kalp hızında çoğunlukla yavaşlama bulunur. Çeşitli aritmiler ve bu arada hızlı ritimler de (takikardi) olabilir. Hastalarda efor ile yeteri kadar kalp hızı yükselmez. Kalıcı kalp pili uygulamasının önde gelen nedenidir.

Eğer kalp hızı dakikada 40’ın altına düşmüş ve belirti ve şikayetler açık bir şekilde bradikardiye bağlanıyorsa kalp pili hemen daima önerilir. Eğer kalp hızı dakikada 40’ın üzerindeyse ve zaman zaman bradikardiye işaret eden şikayet ve belirtiler varsa da kalp pili önerilebilir. Anormal olarak yavaş kalp ritimleri olsa bile şikayeti olmayan hastalar genellikle kalp pili adayı değildirler.

Leave a Comment